Press ESC to close

A1 – Hüdus Delili (Kelâm Kozmolik Argümanı)

Hüdus Delili (Kelam Kozmolojik Argümanı)

Bu delil, içinde yaşadığımız evrenin ezelden beri var olmadığını yani sonradan meydana geldiğini gösteren kanıtlardan yola çıkar.

Evren her parçasıyla hâdistir yani önceden yok iken sonradan var olmaya başlamıştır. Varlığının bir başlangıcı vardır. [Ebu’l Berakât en Nesefî, El İ’timâd fi’l İ’tikâd, thk. Nâdir b. Muhammed Ebu Ömer (Beyrut: Mektebetu Dâri’l Fecr, 2020) 1. Baskı, S.92] Bu durumda evreni yokluktan varlığa çıkaran ezelî bir varlığın bulunması kaçınılmazdır. Delil özetle şu şekilde sunulabilir:

  1. Evrenimiz sonradan var olmuştur, ezelî değildir. Yani evrenin bir başlangıcı vardır.
  2. Sonradan var olan her şeyin bir yeter sebebi, gerekçesi veya şartı vardır. Yani her sonucun bir etkeni vardır.
  3. Bu sebep veya etken evrenin kendisi olamaz.
  4. Demek ki evreni yokluktan varlığa geçiren ezelî bir güç vardır. Bu da Yaratıcı’yı târif etmektedir.
    4.1. Çünkü Teselsül (Sonsuz Muhtaçlık Zinciri) ve Devir (Kısır Döngü)’nün imkansızlığı o varlığın evrenden farklı olarak ezelî olması gerektiğini ispat etmektedir.
  5. O halde Yaratıcı vardır.

 

EVRENİN EZELÎ OLMADIĞINA DÂİR BAZI DELİLLER ve MİSÂLLER

Evrenin ezelî olmadığına dâir kimisi aklî ve kimisi bilimsel olan yollar ile ispat çoktur.

 

AKLÎ İSPAT YÖNTEMLERİ:

1) Değişim Üzerinden İspat Yöntemi:

Evrende değişim mevcuttur ve her an devam etmektedir. Değişen bir şey ise ezelî olamaz. Çünkü geçmişte sonsuz olgular zincirinin bitip de bugüne ulaşması aklen imkansızdır. Burada meseleyi akla yaklaştırmak için sayı örneği verilebilir. Meselâ 1’den sonsuza kadar sayamayız, aynı şekilde sonsuzdan geri sayıp 1’e varamayız.

Aynı şekilde sonsuzdan beri gelip de şu anki fiziksel olguların yaşandığını söyleyemeyiz.

Çünkü arada aşılması gereken sonsuz mesafe ve olgular zinciri vardır. Sonsuz ise tanımı gereği asla bitmeyecektir. Demek ki evren ve yaşadığımız olgular sonsuzdan beri gelen şeyler değildir. Hepsinin bir başlangıcı vardır.

 

2) Parça-Bütün Üzerinden İspat Yöntemi:

  1. Değişim Vurgusuyla Parçadan Bütüne:
    “Evreni oluşturan parçaların ve yaşanan olayların ezelî olmadığı açıkça gözlemlenmektedir. Mikro seviyede atomlar, atom altı parçacıklar ve sergiledikleri hareketler; normal seviyede cansızlar, bitkiler, hayvanlar, insanlar ve sergiledikleri davranışlar; makro seviyede gezegenler, yıldızlar, diğer gökcisimleri ve gök olayları… Gözlemle sâbit ki bunların hepsi devamlı olarak değişime ve yokluktan varlığa geçmeye mâruz kalıyorlar. (bkz. Cevher ve Araz Teorisi) O zaman bu parçalar hâdis olduğu gibi bu parçaların oluşturduğu bütün olan evren de ezelî değil hâdistir.”
  2. Cisimlerin Sınırlı Olması Vurgusuyla Parçadan Bütüne:

Her cisim boşlukta yer kaplar. Ve bilfiil var olan her cismin belirli bir sonu ve sınırları vardır.

[Cürcânî, Şerḥu’l-Mevâḳıf, s. 451-455; Ebü’l-Bekā, s. 249; Tehânevî, I, 324-327]

Bu kaçınılmazdır çünkü:

  1. Cisimler bizim tarafımızdan gösterilebilir ve işâret edilebilir olmaları itibârıyla “sonsuz değiller” demektir. Çünkü sonsuz cismin kaplamadığı bir alan bulunmamalıdır. Kendisinden başka en ufak bir şeye yer kalmamalıdır. Halbuki durum böyle değildir.
  2. Cisimden bir parça koparılacak olsa bu parça o bütünden bir şeyler eksiltmiş olacaktır. Halbuki gerçek mânâda bir sonsuzda böyle bir eksilmeden söz edilememeli.
  3. Yine cisimden bir parça koparılacak olsa bu parça ile bütün arasında hacim farkı ortaya çıkacaktır. Bu da sonlu ve sınırlı olmak anlamına gelmektedir.

Sınırlı ve sonlu bir şey ezelî olamayacağına göre sınırlı ve sonlu cisimlerin oluşturduğu evren de ezelî olamaz.

 

3) Evrenin Yok Olması Üzerinden İspat Yöntemi:

Ezelî olan bir şeyin ebedî olması da aklen zorunluluktur. Bu Kelâm ilminde şöyle ifâde edilir: “Aklen, kıdemi (ezeliliği) sâbit olanın yok olması imkânsızdır. [Eş’arî, Risâle İlâ Ehli’s Seğr, thk. Abdullah Şakir Muhammed El Cüneydî, (Medine, İmâdetul Bahsil İlmiyye) Sayfa 83]  Çünkü kendisi zaten başka bir etkene bağımlı olmadan var olduğu için herhangi bir şeyin ortadan kalkması da kendisinin varlığını sonlandıramaz.  O zaman ebedî olmayan hiçbir şey ezelî de değildir.

Sonuç olarak evrenin yok olacağını gösteren tüm deliller aynı zamanda evrenin ve maddenin ezelî olmadığını ve varlığının bir başlangıcı bulunduğunu da bizlere göstermektedir.

 

BİLİMSEL İSPAT YÖNTEMLERİ:

4) Entropi Üzerinden İspat:

Fizikçiler termodinamiğin ikinci yasasına dayanarak evrendeki mevcut düzenin bozulmaya doğru gittiğini ve bir gün tamamen bozulup yok olacağını söylemiştir. Buna göre evrenin entropisi devamlı artmakta ve kullanılabilir enerjisi sürekli azalmaktadır. Eğer evren sonsuzdan beri gelmiş olsaydı kullanılabilir enerji çoktan (ezelde) bitmiş olurdu. Ver her şey mutlak durağanlığa ulaşmış olurdu.

Durum böyle olmadığına göre evren ve madde ezelden beri gelmiyor ve bir başlangıcı  var demektir.

5) “Bigbang” veya “Kozmik Enflasyon” Benzeri Teoriler Üzerinden İspat Yöntemi:

Evrenin ezelî olmadığını gösteren bilimsel kabullerden bazıları da Big Bang veya daha yeni bir teori olan Kozmik Enflasyon Teorisi ve benzeri fikirlerdir.

Buna göre sözü edilen Evrenin Hubble Genişlemesi veya Kozmik Mikrodalga Artalan Işıması gibi olaylar bilimde “Evrende zaman ve mekanın başladığı ilk nokta.” veya “Bildiğimiz şekliyle evrenin başladığı ilk durum.” anlamına gelebilecek teorilerin gelişmesine sebep olmuştur.

O halde evrenin veya maddenin ezeliliğinden söz etmek mümkün değildir.

SONUÇ

Evrenin ezelî olmadığı ve önceden yok iken varlık tarafına sonradan geçtiği sâbit olunca onu yokluktan varlığa geçiren bir Yaratıcının olması da Mantıktaki “Yeter Neden İlkesi” gereği kaçınılmazdır.

 

___

İçerik Ekibi
www.nedenislam.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir